Yüz yıl önce bugün…Kudüs, Gazze ve Filistin; Miracın beldesi, ilk kıblegâh…Birinci Dünya Savaşı’nın hakkında en az bilgi paylaşılan cephesinin ve Kudüs’ün düşüşünün hazin öyküsü… Evet!.. Devlet-i Aliyye’nin yıldızı batmak üzereydi. Yedi asırlık koca çınar bir yandan İngiliz, Rus ve Fransız kıskacında can çekişirken, bir yandan da dost bellenen Alman ve Avusturya ihanetiyle içten içe kemiriliyordu. Lawrenceların süslü vaatlerine aldanan Bedevi aşiretlerin isyanlarıysa cabası… Devlet Babanın son çırpınışlarına şahit olmanın ıstırabıyla kurtuluşu şehadette arayan Tabip Subay Faruk Hikmet… Beride kendi gerçeğini Meryem Anne’de bulmak ve kalbinin İsa’sını doğurabilmek uğruna ülkesini terk edip Kudüs’e gelen Rachel Weizmann…Rumeli, İstanbul, Halep ve Irak’tan sonra Filistin’e akan er kişi; Basel’den Viyana’ya savrulan ve nihayetinde Kudüs’te Anneler Annesini bulan hatun kişi… Aşkın ve hikmetin vârisi esrarengiz bir Sahaf, dönemin Mevlevî postnişinin subay olan oğlu, Kuşçu Baba ve onlarda kendilerini arayan iki hakikat talibi… Farkında oluruz yahut olmayız. Âşıklarımızı anarken “Tahir ile Zühre”, “Ferhat ile Şirin” deriz. Oysa Avrupalılar âşıkları yâd ederken “Romeo ve Juliette”, “Antonius ve Kleopatra” derler. Âşıkların “ile” sayesinde birbirlerine bağlanması, biri olmadan diğerinin yarım kaldığına alâmettir. Hâlbuki “ve” benzer ama ayrı olanları sıralamaya yarar. Keza bu topraklarda birbirlerini sevenler, mıknatısın iki ucu olurlar. Nikâh ile birbirlerine bağlanan sevgilileri “Zevc” ve “Zevce” olarak anlattığımız gibi mıknatısın iki ucu arasındaki cazibeye de “Zevciyat” deriz biz.
Ahmet Turgut daha önce okumadığım bir yazardı. Bir TV programında bu kitabını yazmak için Kudüs’e gittiğini ve oradaki bazı anılarını anlatıyordu. Gerçekten ince işlenmiş, araştırılmış içi dolu bir kitap. Lakin sonlara doğru biraz sıkıldım. Bilgi vermek istemiş ama romanın uzatılması okuyucuyu sıkıyor.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Kudüs kalbimizin kanayan yarası ve bu kitap insanı oralara götürüyor
Ahmet Turgut daha önce okumadığım bir yazardı. Bir TV programında bu kitabını yazmak için Kudüs’e gittiğini ve oradaki bazı anılarını anlatıyordu. Gerçekten ince işlenmiş, araştırılmış içi dolu bir kitap. Lakin sonlara doğru biraz sıkıldım. Bilgi vermek istemiş ama romanın uzatılması okuyucuyu sıkıyor.
Küdüs hakkında daha çok bilgi edinmek için aldığım ama olayların uzatılmasından dolayı yarıda bırakmak zorunda kaldığım biir kitap
Çok değişik ve uzun bir kitap. Zaman zaman sıkılsam da yine de okunabilir. Birinci dünya savaşında Kudüs’te geçen bir hikaye.
Keşke şuan Kudüs’te olsam, aynı yerlerden geçip aynı sulardan içsem dedirten bir kitap.. Çok çok beğendim..