Diyarbakır’ın küçük bir kasabasına atanan yirmi üç yaşında bir öğretmen… İstanbul’daki güvenli evinde, televizyon haberlerinde seyrettiği “uzaktaki köy”de yeni bir hayata başlıyor. O köyün ne dili tanıdık ne de alışkanlıkları. Bu yeni dünyanın içinde ona rehberlik edenler ise otuz iki küçük çocukla bir büyük aşk… Filiz Aygündüz’ün samimi anlatımıyla farklılıkları, kimlikleri, dili, ölümü ve hayatı sorguladığı Kaç Zil Kaldı Örtmenim?, Türkiye’nin en önemli meselelerinden birine siyasetin değil, insan öykülerinin içinden bakıyor. “Duyduğum ilk Kürtçe kelime ‘gel’ anlamına gelen ‘were’... Kafa karışıklığı. Ne yani, burada insanlar, anlamadığım bir dilden mi konuşuyor? Birkaç saat önce yerliyken birkaç saat sonra yabancıydık; aynı ülkenin sınırlarında. Sırf insanlar anadillerini konuşuyorlar diye… Tuhaf bir kızgınlık duyuyordum. Anlamamaktan. Dilin yoksa yalnızmışsın meğer.”
Beklediğimden az biraz farklıydı kitap. Ama yine de sıcacıktı. 23 yaşında Diyarbakır’da bir ilkokula atanan lise fizik öğretmeninin hikayesi. Bol bol öğrenci hatıraları yer alıyor kitapta ama yaşadığı aşk daha çok ön plana çıkıyor sanki. Birbirlerini çok sevmelerine rağmen Mehmet öğretmenin İstanbul da mutlu olamayacak olması onu çok üzüyor ve belkide yapılması en doğru şeyi yapıyor kendince. Kürt-Türk meselesi üzerine değindikleri o kadar samimiydi ki aynı duyguları defalarca yaşadığımı hissedebildim okurken. Okumayı düşünenlere şimdiden keyifli okumalar..
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Beklediğimden az biraz farklıydı kitap. Ama yine de sıcacıktı. 23 yaşında Diyarbakır’da bir ilkokula atanan lise fizik öğretmeninin hikayesi. Bol bol öğrenci hatıraları yer alıyor kitapta ama yaşadığı aşk daha çok ön plana çıkıyor sanki. Birbirlerini çok sevmelerine rağmen Mehmet öğretmenin İstanbul da mutlu olamayacak olması onu çok üzüyor ve belkide yapılması en doğru şeyi yapıyor kendince. Kürt-Türk meselesi üzerine değindikleri o kadar samimiydi ki aynı duyguları defalarca yaşadığımı hissedebildim okurken. Okumayı düşünenlere şimdiden keyifli okumalar..
Prens Prensesi sevmediden sonra yazarın okuduğum ikinci kitabı, anlatım dili çok güzel, yeni yapıtlarını merakla ve heyecanla bekliyorum
yaşamda farklı hayatların farklı kültürlerin oldugunu hatırlatan bir eser..
benzer olaylarını yaşayan eşim öğretmenliği kutsal bir bayrak olarak taşımaktadır,ne güzeldir çocukların haytına katılabilmek..
Doğuda çalışmış tüm öğretmenlerin hayatlarından bişeyler bulacağı bir kitap.