Sufiler insanı anlatmak için ibnü’l-vakt, yani “vaktin oğlu” demişlerdi. Önemli bir düşünceyi içeren bu ifadenin, çağımızda geçmişten ve gelecekten soyutlanarak yaşadığı anda hapis kalmış ve bu anın dışındaki her şeyi önemsiz sayan insanı anlatacağını hiç düşünmemişlerdi herhalde. Çağdaş insanı anlatan en iyi ifadelerden biri, onu insanlık ailesinden kopartarak, belirli bir zaman dilimine hapseden bu “yaşanan ana ve şimdiye” hapsedilmişlik ve kuşatılmışlık olabilirdi. Bu durum tarih anlayışının ve düşüncenin etkisizleştiği ülkemizde daha açık gözlenir. Çağdaş insanın en büyük ihtiyacı, kendini insanlık ailesinin ferdi sayabileceği bir zaman ve tarih bilincidir.
İslam düşüncesinin 13.-15. yüzyıllarına odaklanan, tevarüs edilen geleneğin İbnü’l-Arabî-Konevî çizgisinde nasıl çözüme kavuşturulduğunu veya sorunsallaştırıldığını derli toplu bizlere sunan güzel bir kitap.
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
Farklı bir tasavvuf kitabı…
İyi bir tasavvuf kitabı.
İslam düşüncesinin 13.-15. yüzyıllarına odaklanan, tevarüs edilen geleneğin İbnü’l-Arabî-Konevî çizgisinde nasıl çözüme kavuşturulduğunu veya sorunsallaştırıldığını derli toplu bizlere sunan güzel bir kitap.
Ekrem Demirli’nin kaleminden vahdeti vücud üzerine mükemmel bir kitap. Konunun ilgililerinin mutlaka edinmesi gereken bir kaynak kitap.