300 yıllık baskının ardından Hıristiyanlık, Roma İmparatorluğu'nda imparator ailesinin dini olmuş ve devletin dini olma yolunda ilerlemeye başlamıştı. Fakat baskı dömeminde göz ardı edilen tartışmalar artık su yüzüne çıkıyordu. İsa Tanrı mıydı? Bu soru aşağı yukarı 100 yıl tüm dünyayı meşgul etti. İki karizmatik din adamının başını çektiği tartışma; rakip imparatorların, barbar kavimlerin, kilise konsillerinin, sokak çatışmalarının, isyanların ve istilaların da devreye girilmesiyle içinden çıkılmaz bir hal aldı.
Hıristiyan inancının özellikle İsa’nın kimliğiyle alakalı öğretisinin tarihsel olarak nasıl şekillendiğine katkı sağlayacak güzel bir eser. Bugün geçerliliğini sürdüren geleneksel kıristolojinin oluşumunu sağlayanlarla, karşıt bir kristoloji savunan Arius ve Ariusçular arasında uzun yıllar devam eden ve teolojik olduğu kadar, siyasal ve sosyal boyutlarıyla da büyük önem taşıyan bir mücadelenin akıcı bir uslupla anlatımı. Kitap, hem tarihi bir kesitin değişik vecheleriyle tanınması, hem de İsa’nın Tanrısallaşma sürecinin aydınlatılmasına yönelik, bugünün araştırmacıları için kayda değer bir çalışmadır.
bir solukta okuduğum harika bir tarihi roman. sıkıcı hristiyanlık tarihini ancak bu şekilde okuyabilirdim zaten…bir dinler tarihçisi olarak hocam duymasın:))
Kitabın hazırlanışında ne kadar itinalı bir şekilde davranıldığının resmi, kitabı ilk açtığınızda kafanızda şekilleniveriyor hemen. Kitap İngilizce’den tercüme edildiği ve Türk okuru ile daha sonradan buluştuğu için; kitap hakkında değerli mevkilerde bulunan söz sahibi yabancı kişilerin olumlu eleştirileriyle karşılaşıyorsunuz. Devamında ise yayınevinin kullanıdığı dizilim üslubu kitabın okunması gereken yerlerine bakılmadan önce kapağını kapatıp bir gülümseme ile elinizdeki kitap kapağına bakmanıza sebebiyet veriyor. Aslında bu anlattıklarım işin kişisel kısmı. Fakat herkesin ortak bir paydada buluşabilcekleri bir husus var ki;o da kitabın hazırlanışının sizi gayet güzel bir şekilde etkiliyor olması olacaktır. Dikkat ediyorum da “Gelenek Yayınları” hem kitabı özenle seçiyor hem de yayınlayacağı kitaba farklı bir imge katarak kitabın ciddiyetini havada bırakmıyor. Bu yüzden kitaplarını satın alarak onlara tebrik mesajlarını iletmek hem mümkün hem de güzel olacaktır kanaatindeyim.Kitapta sizi karşılayan önsöz sizi biraz şaşırtabilir. Eserin sahibi Richard Rubenstein Hıristiyanlık üzerine bir kitap sahibi olmasına karşın kendisi bir Yahudi. Ne var ki eserinde izlediği yol sayesinde hiçbir şekilde iyi niyetinden şüphe etmiyorsunuz. Kitabında güttüğü amaç birtakım unsurların “değillemesini” yapmak değil; olayları olduğu gibi anlatmak olmuş. Bir tarihçi gözüyle aktardığı olaylarda da çok titiz davranmış. Önsözünden önce, her zaman kaynaklar bölümüne göz atan biri olduğum için bu kanıya varabilme imkanını elimde tutuyorum. Kitabın konusu, tanıtılmasında belirtildiği gibi günümüz Hıristiyanlığın özünü oluşturan fikirlerin ortaya çıkma sancılarının ve bu olayların öznelerine ait mücadelelerine ait. Mücadeleler Arius görüşü ile buna karşı çıkan gruplar arasında cereyan ediyor. İmparatorluğun siyasi yönü de itikadi tartışmaların yöntemlerine eklemlenince sizlere gerçekten keyif veren olaylar dizisi karşılıyor.Ancak şunu belirtmeliyim; kitap ne sıkıcı akademik bir üslup takip etmiş ne de kurgulanmış ürünlerden neşet edebi bir çizgi izlenmiş. Eserin çevirisini de yapanı tebrik etmek lazım; eser bu iki farklı yol üzre bir raya oturtulmuş. Keyif verici bir roman iken bilgi sahibi olmaktan öte pek çok şey katılıyor zihninize. Küçük bir örnek vermek gerekirse her zaman bize anlatıldığı gibi İznik konsili cereyan etmemiş ya da konsilden sonra her şey bitmemiş. (Bunu Allah’ın varlığının bütüncül olduğuna inanan, tevhide inanmış biri olarak ifade ediyorum.) Ne de Arius’a ait görüşler tam bir tevhid vesikası olabilmiş. Mücadeleler içerisinde herkes kendi fikrinin bir kısmından feragat etmek zorunda kalmış. Çok hoş manzaralar tasvir edilmiş kanımca. “Ariusçu İmparatorluk” bölümü çok hoşunuza gidebilir. Ya da Athanasious’un müthiş inadı ve zekası şahsımda olduğu gibi sizi hayranlığa gark edebilir. Kitapta Hıristiyanlığın yeniden oluşturulması, kurgulanması, yeni oluşumlara ait doğum sancılarının etkileri anlatılmakta. Bu “oluşturulma”, “kurgulanma” ifadelerimden ilgili kimselerin alınmasına lüzumat görmüyorum. İşin aslında var olan ve birbirlerini hazmedemeyecek durumda olan “yorumların” mücadeleleri sonucu bu oluşum meydana gelmiş… Bugün de hala tartışmaları devam eden konular var. http://www.biblicalunitarian.com/html/ sitesi bu konu hakkında kafa yoranlarca hazırlanmış bir site. Bu kitap hakkında yorumuna da İngilizce olarak göz atabilirsiniz http://www.biblicalunitarian.com/html/modules.php?name=News&file=article&sid=41 .Keyifli okumalar… Keyif alacaksınız zaten, eminim.
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
Bu kitap akademik diline sabredebilirseniz zamanın Mısır’ını çok ama çok güzel anlatıyor.
Hıristiyan inancının özellikle İsa’nın kimliğiyle alakalı öğretisinin tarihsel olarak nasıl şekillendiğine katkı sağlayacak güzel bir eser. Bugün geçerliliğini sürdüren geleneksel kıristolojinin oluşumunu sağlayanlarla, karşıt bir kristoloji savunan Arius ve Ariusçular arasında uzun yıllar devam eden ve teolojik olduğu kadar, siyasal ve sosyal boyutlarıyla da büyük önem taşıyan bir mücadelenin akıcı bir uslupla anlatımı. Kitap, hem tarihi bir kesitin değişik vecheleriyle tanınması, hem de İsa’nın Tanrısallaşma sürecinin aydınlatılmasına yönelik, bugünün araştırmacıları için kayda değer bir çalışmadır.
bir solukta okuduğum harika bir tarihi roman. sıkıcı hristiyanlık tarihini ancak bu şekilde okuyabilirdim zaten…bir dinler tarihçisi olarak hocam duymasın:))
Kitabın hazırlanışında ne kadar itinalı bir şekilde davranıldığının resmi, kitabı ilk açtığınızda kafanızda şekilleniveriyor hemen. Kitap İngilizce’den tercüme edildiği ve Türk okuru ile daha sonradan buluştuğu için; kitap hakkında değerli mevkilerde bulunan söz sahibi yabancı kişilerin olumlu eleştirileriyle karşılaşıyorsunuz. Devamında ise yayınevinin kullanıdığı dizilim üslubu kitabın okunması gereken yerlerine bakılmadan önce kapağını kapatıp bir gülümseme ile elinizdeki kitap kapağına bakmanıza sebebiyet veriyor. Aslında bu anlattıklarım işin kişisel kısmı. Fakat herkesin ortak bir paydada buluşabilcekleri bir husus var ki;o da kitabın hazırlanışının sizi gayet güzel bir şekilde etkiliyor olması olacaktır. Dikkat ediyorum da “Gelenek Yayınları” hem kitabı özenle seçiyor hem de yayınlayacağı kitaba farklı bir imge katarak kitabın ciddiyetini havada bırakmıyor. Bu yüzden kitaplarını satın alarak onlara tebrik mesajlarını iletmek hem mümkün hem de güzel olacaktır kanaatindeyim.Kitapta sizi karşılayan önsöz sizi biraz şaşırtabilir. Eserin sahibi Richard Rubenstein Hıristiyanlık üzerine bir kitap sahibi olmasına karşın kendisi bir Yahudi. Ne var ki eserinde izlediği yol sayesinde hiçbir şekilde iyi niyetinden şüphe etmiyorsunuz. Kitabında güttüğü amaç birtakım unsurların “değillemesini” yapmak değil; olayları olduğu gibi anlatmak olmuş. Bir tarihçi gözüyle aktardığı olaylarda da çok titiz davranmış. Önsözünden önce, her zaman kaynaklar bölümüne göz atan biri olduğum için bu kanıya varabilme imkanını elimde tutuyorum. Kitabın konusu, tanıtılmasında belirtildiği gibi günümüz Hıristiyanlığın özünü oluşturan fikirlerin ortaya çıkma sancılarının ve bu olayların öznelerine ait mücadelelerine ait. Mücadeleler Arius görüşü ile buna karşı çıkan gruplar arasında cereyan ediyor. İmparatorluğun siyasi yönü de itikadi tartışmaların yöntemlerine eklemlenince sizlere gerçekten keyif veren olaylar dizisi karşılıyor.Ancak şunu belirtmeliyim; kitap ne sıkıcı akademik bir üslup takip etmiş ne de kurgulanmış ürünlerden neşet edebi bir çizgi izlenmiş. Eserin çevirisini de yapanı tebrik etmek lazım; eser bu iki farklı yol üzre bir raya oturtulmuş. Keyif verici bir roman iken bilgi sahibi olmaktan öte pek çok şey katılıyor zihninize. Küçük bir örnek vermek gerekirse her zaman bize anlatıldığı gibi İznik konsili cereyan etmemiş ya da konsilden sonra her şey bitmemiş. (Bunu Allah’ın varlığının bütüncül olduğuna inanan, tevhide inanmış biri olarak ifade ediyorum.) Ne de Arius’a ait görüşler tam bir tevhid vesikası olabilmiş. Mücadeleler içerisinde herkes kendi fikrinin bir kısmından feragat etmek zorunda kalmış. Çok hoş manzaralar tasvir edilmiş kanımca. “Ariusçu İmparatorluk” bölümü çok hoşunuza gidebilir. Ya da Athanasious’un müthiş inadı ve zekası şahsımda olduğu gibi sizi hayranlığa gark edebilir. Kitapta Hıristiyanlığın yeniden oluşturulması, kurgulanması, yeni oluşumlara ait doğum sancılarının etkileri anlatılmakta. Bu “oluşturulma”, “kurgulanma” ifadelerimden ilgili kimselerin alınmasına lüzumat görmüyorum. İşin aslında var olan ve birbirlerini hazmedemeyecek durumda olan “yorumların” mücadeleleri sonucu bu oluşum meydana gelmiş… Bugün de hala tartışmaları devam eden konular var. http://www.biblicalunitarian.com/html/ sitesi bu konu hakkında kafa yoranlarca hazırlanmış bir site. Bu kitap hakkında yorumuna da İngilizce olarak göz atabilirsiniz http://www.biblicalunitarian.com/html/modules.php?name=News&file=article&sid=41 .Keyifli okumalar… Keyif alacaksınız zaten, eminim.