İÇEDÖNÜK OLMAK… Zaaf mı, Güç mü? İnsanların önemli bir kısmı içedönük olmasına rağmen daha iyi, daha geçerli olan kişilik dışadönüklük olarak kabul edilir. Hatta içedönüklüğün bir tür kişilik bozukluğu, psikolojik rahatsızlık olarak görüldüğü bile olur. Oysa bunlar bütünüyle kültürel önyargılar ve varsayımlardır, bilimsel hiçbir temeli yoktur. İçedönük olmak dışadönük olmak kadar doğal, insani bir karakter olduğu gibi büyük sanatçıların, yaratıcıların çoğunluğu içedönüktür. Yani insanın bu dünyada yarattığı güzelliklerin çoğunu üreten kişilik yapısını neredeyse bir hastalık gibi görmenin kendisi bir sorundur. İçedönük olduğu halde dışadönük olmaya zorlanan, mutlu ve başarılı olmak için buna mecbur olduğunu düşünerek hayatı berbat olan o kadar çok insan var ki… Psikolog Laurie Helgoe işte bu durumu ele alıyor ve genel kabul gören yanlışları sergilerken içedönüklerin gerçekte nasıl bir güce sahip olduklarını da gösteriyor. İçedönük olmak bir sorun değil bir fırsattır; dezavantaj değil avantajdır; zayıflık değil güçtür. İçedönük olmaktan adeta utanan, dışadönük gibi davranmak için kendisini zorlarken kaçınılmaz olarak kendisi olmaktan çıkan ve istediği gibi bir yaşam sürdüremeyenler için bu kitap yeni bir hayatın başlangıcı olacaktır; elbette iç huzura, mutluluğa, esenliğe doğru…
İşe içe dönük kelimesinin ayrı yazıldığını öğrenmekle başlıyoruz 🙂 İçe dönük olmakla ilgili daha önce başka bir kitap okumuştum (adını hatırlamıyorum), bu daha tatmin edici oldu benim için. Kitap her şeyden önce toplumda içe dönük oranının hiç de düşük olmadığını bilimsel kanıtlarla açıklıyor ve sonrasında modern Batı toplumlarındaki (biz de kültürel olarak buna dahiliz) dışa dönüklüğün yüceltilmesi karşısında içe dönük olmanın zorluklarından ve bu zorlukları nasıl aşacağımızdan bahsederek devam ediyor. Aslında aşacağımız bir durum yok, kendimizi böyle kabul etmek ve bunun “normal” olduğunu anlamak, kendimize sahip çıkmak işin özü. Ben sevdim “Oh be! Tanıdık kimse görmemek için bir saat uzaktaki mesafeye giden tek kişi ben değilmişim” deyip, terapist olan yazara içimden bir “Çak!” yaptım.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
İşe içe dönük kelimesinin ayrı yazıldığını öğrenmekle başlıyoruz 🙂 İçe dönük olmakla ilgili daha önce başka bir kitap okumuştum (adını hatırlamıyorum), bu daha tatmin edici oldu benim için. Kitap her şeyden önce toplumda içe dönük oranının hiç de düşük olmadığını bilimsel kanıtlarla açıklıyor ve sonrasında modern Batı toplumlarındaki (biz de kültürel olarak buna dahiliz) dışa dönüklüğün yüceltilmesi karşısında içe dönük olmanın zorluklarından ve bu zorlukları nasıl aşacağımızdan bahsederek devam ediyor. Aslında aşacağımız bir durum yok, kendimizi böyle kabul etmek ve bunun “normal” olduğunu anlamak, kendimize sahip çıkmak işin özü. Ben sevdim “Oh be! Tanıdık kimse görmemek için bir saat uzaktaki mesafeye giden tek kişi ben değilmişim” deyip, terapist olan yazara içimden bir “Çak!” yaptım.