Yaşlı adamın kaşları eğik, dudakları sarkık, yüzü asık, bakışları donuktu. Yorgun, yılgın, ümitsiz. Ekrem adamın birbirine sarılan parmaklarına baktı. Kalın, kısa, kıllı parmaklar, onun beden işçisi olduğunun işaretiydi. Yıllar sonra o koltukta o adam gibi oturacağını hissetti. Kendine döndü. İçine. Gençliğine. Yorgun, yılgın, ümitsiz hayatına. (Camda Eriyen)***Duyduklarımızın, duyuracaklarımızın bize yükleyeceklerinden ve yükleneceklerimizden ve yüklenemeyeceklerimizden, yarım kalan cümlelerden, o eksik kelimelerden korktuk. Korktuk eksiklikten. Yarım olmaktan, öbür yarısı olmaktan, tamlamaktan, tamamlanmaktan çok korktuk. Yarım kalan cümleler, havada bir müddet asılı kalıp düştüler yere. O daha fazla kalamadı. Alt dudağını ısırdı, gözleri ıslandı, yarım kalan cümlelerimi yerden kaldıramadı. Düşmeden ona değecek kadar uzun bir cümle kuramadım. Gitti. (Yere Düşen Cümleler)***Dışarıdan bakan biri için o yağmurda yürümek, salaklığın dik âlâsı. Bana göre âşıklığın. Yağmur daha bir güzel yağıyor üzerime. Annesi dönüp baksa, “Evladım neden koşmuyorsun da ıslanıyorsun?” diye sorsa ne cevap veririm diye düşünüyorum. Aklımdaki tek soru, tek açmazım bu. Başka bir şey düşünemiyorum. Küçük adımlar atıp aradaki mesafeyi koruyorum. Kız, arada omzunun üstünden bakıyor, nispet yapar gibi annesine sokulup daha bir giriyor şemsiyenin altına. (Hal Çaresi) Son yılların dikkat çeken polisiye yazarlarından Cenk Çalışır, öykü serisinin ikinci kitabıyla okurlarının karşısında. Oyun İçinde Oyun, Kan Yağmuru, Satranç Cinayetleri, Kilit Operasyonu gibi polisiyelerin yazarı Cenk Çalışır'ın, birbirinden leziz öykülerinin derlendiği "Her Temas Bir Öykü Bırakır- 2" 15 polisiye öyküden oluşuyor.
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
keyifli, şaşırtıcı, su gibi akıp giden öyküler.
Kısa hikayeleri çok keyif veriyor. Önceleri dergilerdeki hikayelerini okurdum. Şimdi ise onları içine topladığı kitaplarını okuyorum.