“Ölüm korkusuyla, nasıl olduğunu anlamadan birbirlerine sarılmışlardı. Bedenleri birbirlerine bağlı olarak hortumun tam ortasında, göz denilen noktada buldular kendilerini(…) Artık öleceklerinden kesinlikle emin olmuşlardı… Döndüler, döndüler, döndüler… Ta ki her yer kapkaranlıkı olana kadar…”Gelecekteyiz. Dünya tamamıyla değişmiş, adı Güneş Gezegeni olmuş. Can ve arkadaşları, tüm diğer insanlar gibi bir fanusta yaşıyorlar. İnsanların sadece dört kıyafeti olabiliyor, banyoları beş dakikayla sınırlı, evde yemek yapmak yasak, saç kurutmak yasak, ailelerin birden fazla çocuğu olması bile yasak.Bu kadar büyük değişikliklere rağmen aynı kalanşeyler de var: okul ve okuldaki “kötü” çocuklar mesela. Can, Nazlı ve Emre bir okul gezisiyle hayatlarında ilk defa fanus dışına çıktıklarında okulun en yaramaz çocuğu Doğan onlara kök söktürmeye kararlı. Ancak, hiç beklenmedik bir şekilde çıkan bir kasırga dört çocuğu öğretmenlerinden ve diğer arkadaşlarından ayırıyor. Ölümle burun buruna gelen çocukların amaçları artık çölün ortasındaki yabani hayvanlarla, bilinmeyen doğa olaylarıyla baş etmek, yiyecek bulmak, kısacası hayatta kalmak!