İslamiyet’ten binlerce yıl önce var olan Anadolu Aleviliği, Orta Asya’dan kopup bu topraklara doğru yolculuk yaparken önce Hazar Denizi’nin Kuzeyine yerleşmiş ve orada Hazar İmparatorluğu sınırları içinde varlığını sürdürmüştü. Sürdürmüştü ama Hazar İmparatorluğunun olağanüstü önemli bir özelliği vardı; Hazarlar, Kağanlarının emriyle Museviliği seçmişlerdi!Tabi Anadolu Alevileri (o zamanki adlarıyla “Divaneler”) hariç! Hariç çünkü onların Evrensel inancının, adı ister Musevilik isterse de Müslümanlık olsun, herhangi bir dinin içine sığması söz konusu değildi.Hiçbir dinin şeriatını tanımayan, gerektiğinde Allah’ı bile sorgulamaktan çekinmeyen bu ilginç inancın takipçileri “Yaradan ile Yaratılmış diye bir ayrılık yoktur” diyerek “Hakk ademdedir” düsturu ile kendilerinin “O”nun bir parçası olduklarını söylemekteydiler!Bu, hiçbir semavi dinin kabul edebileceği bir söylem değildi. Ve bedeli de oldukça ağır ödendi!Ama onlar “Dönen dönsün, ben dönmezem yolumdan” diyerek ser verdiler ama sır vermediler ve akıl almaz Evrensel bilgilerle dolu bu inancı günümüze kadar taşıdılar.“Gerçeğin demine HÜ”
Kitap Yorumları - (0 Yorum)