“Ekim 1975’te Innsbruck’taki Krinzinger Galerisi’nde daha önce eşine rastlanmamıştır bir olay gerçekleşti; Yugoslav Marina Abramović, Lips of Thomas adlı performansını gerçekleştirdi. Marina bu performansında Rilke’nin Apollo’sunda işaret ettiği ‘dönüşüm’ü performans sanatları açısından gündeme getirerek, geleneksel sanat yapıtlarındaki özne-nesne ikiliğini yıkmış ve günümüz sanat anlayışına seyircileri de performansa dahil ederek yeni bir soluk getirmiştir. Düş Düşe Uğultular’ın özellikle ilk bölümü düşünüldüğünde Marine’nin performans sanatları için yıkmış olduğu geleneksel algı ‘roman’ için sorgulanmış, aynı zamanda ‘roman’ bir nesne olmanın ötesinde sahnenin bir parçası olarak, sürece seyircinin de müdahil olmasıyla yazarın içsel dönüşümü odak değiştirerek seyircinin de ilgi ve beklentileri işe koşularak yazar, roman ve seyirci arasında ‘sahne’ ana odak olmuştur.
mükemmel diyemem ama son zamanlarda okuduğum yerli kurmacaları düşününce ilk sıralara yerleşir. Sizi metne hapseden, bir labirentte çıkış aratan bir yapısı var. Özellikle ilk bölümdeki 3 perdelik oyun dikkate değer. Keşke oyun olarak basılsaymış dedim.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Okurken biraz azimli olmak lazım. Bazı kitaplar bitince güzelleşir. İnce ince örülmüş bir kitap, farklı bir kurgu, kaliteli üslup.
Roman alışık olmadığım bir teknikle yazılmıştı. İlginçti. İlk bölüm biraz kafa karıştırdı ilerledikçe içine aldı. Üslup özellikle dikkate değer.
mükemmel diyemem ama son zamanlarda okuduğum yerli kurmacaları düşününce ilk sıralara yerleşir. Sizi metne hapseden, bir labirentte çıkış aratan bir yapısı var. Özellikle ilk bölümdeki 3 perdelik oyun dikkate değer. Keşke oyun olarak basılsaymış dedim.