1946'da başlayan çok partili parlamenter rejim, neredeyse düzenli aralıklarla kesintilere uğramakta, her seferinde siyaset dışı güçler kendilerince birtakım gerekçeler öne sürerek demokratik sürece son verebilmektedirler, iç ve dış konjonktür açısından açık müdahale yoluna başvurmaktadırlar. Kendineözgü bu siyaset biçiminin gerisinde; zannedildiğinin aksine tarihten devraldığı kültürel miras veya dini inançların engelleyici rol oynaması dolayısıyla halkın değil, yönetici-bürokratik elitin, 'merkezdeki çekirdek' unsurların dünyasında demokrasinin bir kültür olarak içselleştirilmemiş olmasının, halka yeterince güven duyulmamasının payı var. Demokrasi halka güven duymanın ötesinde, yönetimin bizzat halkın eline verilmesi ve her kademedeki yöneticinin daima halka hesap verme durumunda olduğunu bilmesidir...Bu çalışmada din, sivil toplum, insan hakları, özgürlük, kamusal alan vb. konular geniş bir çerçevede ele alınmaktadır...
28 Şubat süreciyle birlikte demokrasimiz, dinimiz, devletimiz yeniden tartışmaya açıldı. Bu süreç içerisinde islam düşüncesinin ve mensuplarının üzerine; bu dinin dogmatik, demokrasiye uygun olmadığı tezleriyle ve hukuka aykırı bir yaklaşımla gidildiği görüldü. Bu kitap, bu konudaki devletin yaklaşımının yanlışlarını ortaya koymaya çalışan bir ürün. Tanımı yapılamayan, bir el kitabı bulunmayan demokrasinin neden islama aykırı olmadığını, yine islamın demokrasiyle bağdaşabileceğini, zira her ülkeninin kendi şartları çerçevesinde demokrasisini oluşturabileceğini anlatıyor bu kitap. Ali BULAÇ, kavramların üzerine mercek değil, mikroskopla yaklaşma yolunu seçen bir yazar. Yol ve yön gösterici bir kitap. Özellikle 28 Şubat sürecinde islamla ünsiyet veya o dönemde de islamı kendine din edinmiş kişilerin özellikle okumaları gereken bir kitap…
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
28 Şubat süreciyle birlikte demokrasimiz, dinimiz, devletimiz yeniden tartışmaya açıldı. Bu süreç içerisinde islam düşüncesinin ve mensuplarının üzerine; bu dinin dogmatik, demokrasiye uygun olmadığı tezleriyle ve hukuka aykırı bir yaklaşımla gidildiği görüldü. Bu kitap, bu konudaki devletin yaklaşımının yanlışlarını ortaya koymaya çalışan bir ürün. Tanımı yapılamayan, bir el kitabı bulunmayan demokrasinin neden islama aykırı olmadığını, yine islamın demokrasiyle bağdaşabileceğini, zira her ülkeninin kendi şartları çerçevesinde demokrasisini oluşturabileceğini anlatıyor bu kitap. Ali BULAÇ, kavramların üzerine mercek değil, mikroskopla yaklaşma yolunu seçen bir yazar. Yol ve yön gösterici bir kitap. Özellikle 28 Şubat sürecinde islamla ünsiyet veya o dönemde de islamı kendine din edinmiş kişilerin özellikle okumaları gereken bir kitap…