Oldum olası mahkemeler, bana karşı koyamayacağım ölçüde büyüleyici gelmiştir. Ne zaman bir yolculuğa çıksam, bir kentte özellikle dört şey çekmiştir beni: Park, çarşı, mezarlık ve adalet sarayı.Ancak, şimdi kendi deneyimimle biliyorum ki, adaletin dağıtımına tanık olmak başka şey, onun dağıtımına katkıda bulunmak ise büsbütün bir başka şeydir. İnsan halkın arasındayken ona olan inancını yitirmeyebilir. Ancak bir yol jüri üyesi sandalyesine oturmaya görsün, İsa' nın sözlerini kendi kendine yineler durur: "Asla yargılamayınız".
1912 yılında juri üyeliği yapan Gide’in vaktiyle basında büyük ilgi uyandıran anıları. Dışarıdan çıplak bir göz olarak ‘adalet makinası’nı inceliyor ve bunu hayli iyi başarıyor.
BÜYÜK YAZAR VE DÜŞÜNÜR ANDRE GİDE’IN JÜRİ ÜYESİ OLARAK KATILDIĞI YARGILAMALAR ÖZELİNDE HUKUK SİSTEMİNE İLİŞKİN GÖZLEMLERİ.ÖNSÖZDE DE BELİRTİLDİĞİ GİBİ 20. YY.’LA DAMGA VURAN YAZAR VE DÜŞÜNÜRLERDEN BİRİ OLAN GİDE BU ESERİNİ KAÇIRMAYIN.BEN BİR KERE ELİME ALDIM VE BİTİRMEDEN BIRAKAMADIM.SAKIN HUKUKÇULARA HAS BİR KİTAP GİBİ ALGILAMAYIN.EN AZINDAN KENDİNİZE DAİR SORGULAMALAR BULACAKSINIZ!
Kitap Gide’ın bir cinayet mahkemesinde jüri üyesi olarak görev yaptığı zaman not ettiği anılarını içeriyor. İlk bakışta size çok farklı bir kitap gibi görünsede aslında içeriğine bakıldığı zaman neredeyse yarısı sadece bir hikaye gibi kalıyor ve zevk vermiyor. Çevirisini Sami Selçuk yapmış ama çok fazla çeviri hatası var. Baskı ise kalitesize yakın bir derecede. Adalet, toplum, hukuk gibi konularda Gide’ın güzel eleştiri ve tespitleri var içerisinde ama diğer hikaye kalabalığı içinde neredeyse kayboluyor bu güzel tespitler.
Andre GIDE bir cinayet mahkemesinde jüri üyesi olarak bulunurken edindiği izlenimlerini yazıyor. Sami SELÇUK tarafından dilimize çevrilen eser ilk bakışta hukukçuları ilgilendiriyor gibi görünse de suç, adalet, yargı ve ceza gibi kavramlara değişik bir bakış açısı kazandırıyor.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
1912 yılında juri üyeliği yapan Gide’in vaktiyle basında büyük ilgi uyandıran anıları. Dışarıdan çıplak bir göz olarak ‘adalet makinası’nı inceliyor ve bunu hayli iyi başarıyor.
BÜYÜK YAZAR VE DÜŞÜNÜR ANDRE GİDE’IN JÜRİ ÜYESİ OLARAK KATILDIĞI YARGILAMALAR ÖZELİNDE HUKUK SİSTEMİNE İLİŞKİN GÖZLEMLERİ.ÖNSÖZDE DE BELİRTİLDİĞİ GİBİ 20. YY.’LA DAMGA VURAN YAZAR VE DÜŞÜNÜRLERDEN BİRİ OLAN GİDE BU ESERİNİ KAÇIRMAYIN.BEN BİR KERE ELİME ALDIM VE BİTİRMEDEN BIRAKAMADIM.SAKIN HUKUKÇULARA HAS BİR KİTAP GİBİ ALGILAMAYIN.EN AZINDAN KENDİNİZE DAİR SORGULAMALAR BULACAKSINIZ!
her hukukçunun muhakkak okuması gereken bir eser özellikle ceza hukuku ve yargılama konuları konusunda artı değer katıyor.
Kitap Gide’ın bir cinayet mahkemesinde jüri üyesi olarak görev yaptığı zaman not ettiği anılarını içeriyor. İlk bakışta size çok farklı bir kitap gibi görünsede aslında içeriğine bakıldığı zaman neredeyse yarısı sadece bir hikaye gibi kalıyor ve zevk vermiyor. Çevirisini Sami Selçuk yapmış ama çok fazla çeviri hatası var. Baskı ise kalitesize yakın bir derecede. Adalet, toplum, hukuk gibi konularda Gide’ın güzel eleştiri ve tespitleri var içerisinde ama diğer hikaye kalabalığı içinde neredeyse kayboluyor bu güzel tespitler.
Andre GIDE bir cinayet mahkemesinde jüri üyesi olarak bulunurken edindiği izlenimlerini yazıyor. Sami SELÇUK tarafından dilimize çevrilen eser ilk bakışta hukukçuları ilgilendiriyor gibi görünse de suç, adalet, yargı ve ceza gibi kavramlara değişik bir bakış açısı kazandırıyor.