Aşktır bu; önce tatlı bir dağlanma duyar, sonra onun sevinç veren bir yaraya dönüştüğünü görürsünüz. Yara, coşku ve acı veren yakıcılığıyla sizi daha da kırılgan yapar. Oysa hayat serttir. Bu yüzden kırılganlığınızla hayat dışında metruh bir yere düşersiniz. Orası bütün aşkların gömüldüğü Gülyazı'dır. Tatlı dağlanma ile başlayan aşk'tır, bulunduğunuz yer ise aşk ömrünün 'yokülkesi'. Bu ülkenin sakinleri lanetlerini kırabilmek için tuhaf oyunlara başvurur; kimi şiddet, kimi takıntıyla her şeye rağmen nefes aldıklarını kanıtlamaya çalışırlar.Karlarla kaplı, her nesnenin aşkla tanımlandığı bir kasaba, kendini birdenbire orada bulan hafızasını yitirmiş bir adam, cebinde yüksek meblağlı bir çek...
çok fazla, uzun uzun betimlemeler ve karakter tahlilleri var. bu sebeple çok sürükleyici değil. aşka dair çok güzel şeyler söylenmiş, ama açık açık söylemiyor herşeyi. oldukça dikkatli okumama rağmen hikayesi çok tatmin etmedi beni, ancak simgelerden birşeyler çıkarılırsa zevkle okunabilir.
Roman, bir devlet hastahanesi odasında başlıyor; geçirdiği trafik kazası sonucu belleğini yitiren, adını,nereden gelip nereye gittiğini, üzerinden çıkan bol haneli rakamlı çeki ve bir tutam saçı hatırlamayan bir adam, kötü kaderin azizliğine uğramış ve Gülyazı kasabasında açmıştır gözünü. Bu kasaba tam anlamıyla mahrumiyet içinde, sosyal yaşamın olmadığı, kışın her tarafla irtibatın kesik olduğu tuhaf bir yerdir.Burada adların hepsi “Abdül”le başlamaktadır. insanların ruh hallerini doğa ve mekân tasvirleriyle bütünselleştiren güzel bir roman
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
çok fazla, uzun uzun betimlemeler ve karakter tahlilleri var. bu sebeple çok sürükleyici değil. aşka dair çok güzel şeyler söylenmiş, ama açık açık söylemiyor herşeyi. oldukça dikkatli okumama rağmen hikayesi çok tatmin etmedi beni, ancak simgelerden birşeyler çıkarılırsa zevkle okunabilir.
gerçekten çok sürükleyici bir kitap.bazı yerler belirsiz kalıyor bu yüzden çok dikkatli okumak gerekiyor.
Roman, bir devlet hastahanesi odasında başlıyor; geçirdiği trafik kazası sonucu belleğini yitiren, adını,nereden gelip nereye gittiğini, üzerinden çıkan bol haneli rakamlı çeki ve bir tutam saçı hatırlamayan bir adam, kötü kaderin azizliğine uğramış ve Gülyazı kasabasında açmıştır gözünü. Bu kasaba tam anlamıyla mahrumiyet içinde, sosyal yaşamın olmadığı, kışın her tarafla irtibatın kesik olduğu tuhaf bir yerdir.Burada adların hepsi “Abdül”le başlamaktadır. insanların ruh hallerini doğa ve mekân tasvirleriyle bütünselleştiren güzel bir roman