Bir gün, davet edildikleri bir düğün alayında, genç evliler; Suat’a verileceği duyulunca, Gonca’yı oldukça sıkıştırmışlardı. Gonca, Suat Cemil hakkında ikidir uğursuz laf eden bir gelinin evlilik macerasını kulis yaparak soruşturdu. Öğrenebildiği kadarıyla o gelin, parlak bir oğlana nikâhsız varmış, sonra da vardığı oğlan Avrupa’da oturum alabilmek için bir İspanyol kızla evlenince, Isparta’da genç yaşta dul kalmış. İkidir diline harç ettiği laflarına bakılırsa Nedime kadını da oğlu Suat’ı da tanıdığı belliydi. Gonca, edindiği bu kadar bir bilgiyle pusuya yattı. O gelin de yine bir yolunu bulup birkaç yandaşıyla Gonca’ya yaklaştı:“Kız, o çarıklı karının esmer oğluna varacak mısın?” dedi.Diğerlerinin gevezeliğini pek hesaba katmayan Gonca, o gelinin sataşmasında bir kıskançlık, bir rekabet kokusu sezdi; cümle sataşmalara karşılık olması dileğiyle, daha nikâhlanmadığı Suat Cemil’i sahiplendi, oğlanın şerefine kısa bir mizansen sundu:“Yiğitlerin esmeriniAlıp bağıra basmalı,Esmer yâri olmayanı,Teneşirlere kösmeli!”
Kitap Yorumları - (0 Yorum)