Durmuş bir zamanın müebbet bekçiliği… Korkunun durmuş bir saate faydası yoktu! Nabzına atladığım an, yeni bir öfke patladı kulaklarımızda. İlkini aratmayacak şiddetteydi. Hani suya daldığınız anda, dünyayla aranıza tül perde çekilmiş gibi olur ya, aynısı oldu. Sesler boğuldu, görüntüler bulanıklaşıp dans etmeye başladı. Üstelik, duran bir suyun değil, hareket eden, akan, durmadan akan, aktıkça bir şeylere çarpıp yolunu değiştiren, yeterli eğimi bulduğunda hızlanan bir suyun damarlarında yüzüyordum. Telaşlıydı. Öfkesi telaştandı. Arıyordu. Ama neyi? Irmak Zileli'nin sıradışı kurgusu ve zarif anlatımıyla hikâyeciliğin görkemine ve belleğin sınırlarına ayna tutan bir roman. Yunus Nadi Roman Ödülü sahibi yazar, geçmişten bugüne hayatın içinden geçenlerin hikâyesine, bozuk bir meydan saatinin gözünden eşsiz bir saygı duruşunda bulunuyor. İnsan ruhunun derinliklerinin, nesnelerin tabiatının, doğadaki tüm seslerin izini süren roman, soluksuz bir yürüyüşe davet ediyor. Adımlayarak değil, zamanın akışıyla süzülerek yapılan bu yürüyüşe dayanışmanın, umudun, unutuşun, özlemin ve yalnızlığın sesi eşlik ediyor. ON8 Blog'da başlayan "Bozuk Saat" yolculuğu, pek çok özelliğiyle çağdaş edebiyatımızın çarpıcı örneklerinden biri. Irmak Zileli'den nabızdan nabıza atlayan zamansız bir okuma deneyimi…
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Irmak zileli okurken büyük keyif alıyorum, bu da o kitaplarından biri
Edebi açıdan zayıf buldum ve tamamlayamadım.
duyarlı insanların duygularını ve onların tutumlarını aslında hayata nasıl yön verdiğini anlatan çok güzel bir eser..Keyifle okudum.
herkesin kendinden bir iz bulacağı kitap.. “bozuk saat beni nasıl anlatırdı ?” diye düşünmeden edemiyor insan.
Meydandaki bozuk saatin tanıklığından insan öyküleri. Bu tarz okumayı sevenlere öneriyorum.