Mehmet Erikli, kendisine yabancılaşmış insanın buhranlarını bir hastalığın keskin ağzında çırpınıyormuş gibi anlatıyor. Sokakların yalnızlığını taşıran kederi bir kalbin vezni gibi örüyor öykülerinde… Gerçek diye nitelendirdiğimiz yaşam, onun kahramanlarının gözünde rüyaya evriliyor ve bu rüya gerçeğin yurduna dönüşüyor. Sanrılar, belirsizlikler ve düş görümlüğü halleri… Gün ışığının değdiği yerlere bitişen sonbahar… Zamanın kurulduğu, insanların uyanmak için bırakıldığı ve yaşadığı (!) bu arkaik diyarın monoloğunu konuşuyor. Mehmet Erikli, Bohem Apartmanı’nda oturuyor, kuşkusuz… Ve orada bir Arjantinli duraksız şarkılar söylüyor…
Yabancılık çekmeyeceğiniz öyküler var bu kitapta.Okuduğum zaman yazarın dediklerine katıldım.Yazar her ne kadar rüya olarak anlatsa da gerçek hayata dönüştürdüğünüzde gerçekler ortaya çıkıyor.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
İlginç öyküler var bu kitapta. Derin ve biraz gerçek üstü, biraz karşılaştığımız durumların, olayların öyküleri. Beğenerek okudum. Tavsiye ederim.
mehmet bey bu eseri ile bizlere hala bohem apartmanının bir sakini olduğunu mümkünse ona komşu olabileceğimizi salık veriyor.
Kısa kısa öyküler içeren bir kitap.Yazar yaşının küçük olmasına rağmen ustaca yazmış.
Neşeli şeyler arıyorsanız uzak durun diyebilirim belkide bildigimiz bir çok şeyi söylesede güzel bir kitap …
Yabancılık çekmeyeceğiniz öyküler var bu kitapta.Okuduğum zaman yazarın dediklerine katıldım.Yazar her ne kadar rüya olarak anlatsa da gerçek hayata dönüştürdüğünüzde gerçekler ortaya çıkıyor.