Birinci Meşrutiyet ve Sultan Abdülhamid: Midhat Paşa-Abdülhamid Kavgası
Yayın Tarihi: 29.11.2004
ISBN: 9789754100754
Dil: TÜRKÇE
Sayfa Sayısı: 349
Cilt Tipi: Karton Kapak
Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
Boyut: 13.5 x 19.5 cm
Tanıtım Bülteni
* Osmanlı aydınlarının Anayasa ve Meşrutiyet tartışması...* Midhat Paşa-Cevdet Paşa kavgasının içyüzü...* Yeni Osmanlılar ve İmparatorluğun terakki yolu...* Rüştü Paşa: Bizimki sadaret değil rezalet oldu...* Tersane Konferansı ve Meşrutiyetin ilanı...* Midhat Paşa'dan Abdülhamid'e: Haddinizi biliniz!...* Midhat Paşa'nın azli ve sürgünü...* 93 Harbinin top sesleri ve Sultan Abdülhamid...
1. meşrutiyet yıllarını en samimi üslupla anlatan başka bir eser tanımıyorum. Kişiler, diyaloglar ve uzlaşması kıyamete kadar mümkün olmayan iki kafa yapısının çatışması. Mutlaka okunması gerekli bir eser.
Osmanlı İmparatorluğunun monarşiden parlamenter sisteme geçiş sancılarının yaşandığı dönemin anlatıldığı ve bu dönemin belgeler temelinde titizlikle incelendiği bir eser.
İngiltere’nin hasta adam olarak nitelediği Osmanlı üzerindeki temel düşüncesi 19. yüzyıl boyunca şu yöndeydi; “Hasta adam ölmemeli idi, ama iyileşmemeli idi de, ağızlarında insaniyet ve medeniyet kelimeleri dolaşan üzgün tavırlı doktorlarda onların verdikleri reçeteleri hazırlamaya hazır eczacılar da her hareketini, gözlerini diktikleri hastanın başında bekliyorlardı.”
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
1. meşrutiyet yıllarını en samimi üslupla anlatan başka bir eser tanımıyorum. Kişiler, diyaloglar ve uzlaşması kıyamete kadar mümkün olmayan iki kafa yapısının çatışması. Mutlaka okunması gerekli bir eser.
I. Meşrutiyet döneminin siyasi panoramasını gözler önüne seren bir kitap.
Osmanlı İmparatorluğunun monarşiden parlamenter sisteme geçiş sancılarının yaşandığı dönemin anlatıldığı ve bu dönemin belgeler temelinde titizlikle incelendiği bir eser.
Osmanlının Son Dönemine ait güzel bir eser
İngiltere’nin hasta adam olarak nitelediği Osmanlı üzerindeki temel düşüncesi 19. yüzyıl boyunca şu yöndeydi; “Hasta adam ölmemeli idi, ama iyileşmemeli idi de, ağızlarında insaniyet ve medeniyet kelimeleri dolaşan üzgün tavırlı doktorlarda onların verdikleri reçeteleri hazırlamaya hazır eczacılar da her hareketini, gözlerini diktikleri hastanın başında bekliyorlardı.”