Halk tüm coşku, inanç ve birlik olmasının verdiği güçle devlet kademesindeki tek egemen, tek otorite, tek ses olarak gördüğü Sayın Başbakan Erdoğan’ın bileğini meydanların ortasında açık açık büküyordu. Tam bu anlarda ise olayları saniye saniye veren Halk TV. sürekli olarak, hatta dakika başı diyebilirim, Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül’e ekranlara çıkması, olayları bir an önce engelleyecek yatıştırıcı konuşmayı; hem halka, hem polis teşkilatına ve hem de hükümet yetkililerine yapması için defalarca alt yazı ile çağrıda bulunuyordu. Sadece alt yazı ile mi? Hayır! Haber programlarına katılan gazeteci, yazar ya da sanatçılar vasıtası ile de sürekli olarak bu çağrı yapılıyor ve Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den derhal bir açıklama yapılması isteniyordu. Ama maalesef! Tüm bu çağrılara karşın Sayın Gül’den tek bir açıklama bile gelmiyordu. Devletin en tepesi adeta sus pus olmuştu! Cumhurbaşkanından hiç ses çıkmadığı gibi, Sayın Başbakan da olayların üzerine benzin dökercesine, direnişçi gençlere ‘vandal, çapulcu’ ve daha bir yığın utanç verici yakıştırmayı yapmaktan bir an bile geri durmuyordu!Devlet artık vatandaşı ile karşı karşıya kalmış, durum en hafif tabiri ile arapsaçına dönmüştü. Her an kötü bir haber ajanslara düşebilirdi!
Kitap Yorumları - (0 Yorum)