Bize hem okulda hem dışarıda öğretilen şuydu:Batı diye adlandırılan bir oluşum var ve bu Batı diğer toplumların ve medeniyetlerin karşısında bağımsız bir toplum ve medeniyet olarak düşünülebilir. (Örneğin: DoğıCya göre). Hayatta pek çoğumuz bu Batı’nııı (Özerk bir) loyağacı olduğuna, bunun da Antik Yunan’dan Roma’ya, Roma’dan Hıristiyan Avrupa’ya, Hıristiyan Avrupa’dan Rönesans’a Rönesans’tan Aydınlanmaca, Aydınlanma’dan Siyasi Demokrasi ve Sanayi Devrimine uzanan bir ura izlediğine inanarak yetiştirildik. Demokrasiyle Karşılaşan Sanayi Amerika Birleşik Devletleri’ne kazan;’sağlamış, yasama, Özgürlük ve mutluluk yolundaki hakları oluşturmuştur. Bu yanıltıcı olmuş, çünkü tarihi ahlaki bir başarı hikayesine, her bir (Batılı) yarışçısının özgürlük meşalesini bir sonrakine taşıdığı bir yarışa dönüştürmüştür. Böylece tarih erdemin ilerleyişi, iyilerin (Batı) kötüler) (Doğu) nasıl yendiği hakkında bir hikâye olup çıkmıştır.