"İstanbul dışında, gündelik ve genel yaşamıyla, böyle ayrıntılı biçimde anlatılmış başka kentler var mı, bilmiyorum? Ahmet Rasim, Refik Halit gibi yazarlar eski İstanbul'u nasıl ölümsüzleştirmişlerse, çocukluğumun masal ülkesini öyle canlandırmak istedim."-Necati GüngörHikâyeleri ve İstanbul yazılarıyla tanıdığımız Necati Güngör, bu kez doğrudan doğruya çocukluk yıllarını, anne babasını, içinde büyüdüğü kenti anlatıyor... Yazar, çocukluğunun izini sürerken, bir kentin tepeden tırnağa bütün yaşamının resimini çiziyor: Malatya'nın tarihini, söylencelerini, yemeklerini, çarşılarını, esnafını, satıcılarını, sinemalarını, camilerini, hamamlarını, parklarını, mesirelerini, kayısı bahçelerini, ilginç insanlarını, delilerini, faytonlarını, ramazanlarını, bayramlarını, sokaklarınını, çocuk oyunlarını, mahalle hayatını, evlerin iç yaşamını, mimarisini, zengini yoksuluyla insanlarının ortak eğilimlerini, zayıflıkları ve güzelliklerini, değişen yaşamını... Yakıcı bir özlem duygusuyla, o yılları bilenlerin burnunun direğini sızlatacak kadar duyarlı biçimde edebiyatımıza mal ediyor.
Yazar, çocukluğunun izini sürerken, bir kentin tepeden tırnağa bütün yaşamının resmini çiziyor: Malatya’nın tarihini, söylencelerini, yemeklerini, çarşılarını, esnafını, satıcılarını, sinemalarını, camilerini, hamamlarını, parklarını, mesire yerlerini, kayısı bahçelerini, ilginç insanlarını, delilerini, faytonlarını, ramazanlarını, bayramlarını, sokaklarını, çocuk oyunlarını, mahalle hayatını, evlerin iç yaşamını, mimarisini, zengini yoksuluyla insanlarının ortak eğilimlerini, zayıflıkları ve güzelliklerini, değişen yaşamını iç yakan bir özlem duygusuyla anlatırken, o yılları bilenlerin hüznünü tatlandıracak, bilmeyenlere yaşanılan kültürel erozyonun farkına vardıracak.
Malatya’nın tarihini sosyal yaşamını kültürel öğelerini gelenek ve göreneklerini son derece akıcı bir dil ile anlatan yazar Malatya’nın yanı sıra ailesi ve çocukluğu hakkında da bilgiler veriyor.
Necati Güngör’ün kitabı ”Annem Babam Malatya”da çok uzak değil, 30-40 yıl önceki Malatya’yı okuyacaksınız. Necati Güngör. Akıcı bir Türkçe, tertemiz bir anlatımla hem kendi geçmişini hem de bir kentin yaşamöyküsünü anlatıyor. ‘Yaşamöyküsü’, çünkü Güngör sadece ‘60’ların, ‘70’lerin, ‘80’lerin Malatyası’nı anlatmıyor; söylencelerle birlikte kentin kuruluş öyküsünü de aktarıyor. Özetle, Bağdadi evleri, kayısı bahçeleri, pestilleri, cevizli sucukları, mesire yerleri, faytonları, söylenceleri, çetin kış geceleri, içli köftesi, frik kebabı kadar kulak çorbası, kalbur hurması, yarmacalı gibi egzantrik, pek duyulmamış yemek ve tatlılarıyla ilginç bir mutfak karşınıza çıkıyor.
Kendisi de Malatyalı olan yazar anılarında çocukluk yıllarının. altmışlı ve yetmişli yılların Malatya’sını anlatmış. Geçmişe gitmek isteyenlere, Malatyalılara, değişik yöreleri tanımak isteyenlere şiddetle tavsiye ediyorum.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Yazar, çocukluğunun izini sürerken, bir kentin tepeden tırnağa bütün yaşamının resmini çiziyor: Malatya’nın tarihini, söylencelerini, yemeklerini, çarşılarını, esnafını, satıcılarını, sinemalarını, camilerini, hamamlarını, parklarını, mesire yerlerini, kayısı bahçelerini, ilginç insanlarını, delilerini, faytonlarını, ramazanlarını, bayramlarını, sokaklarını, çocuk oyunlarını, mahalle hayatını, evlerin iç yaşamını, mimarisini, zengini yoksuluyla insanlarının ortak eğilimlerini, zayıflıkları ve güzelliklerini, değişen yaşamını iç yakan bir özlem duygusuyla anlatırken, o yılları bilenlerin hüznünü tatlandıracak, bilmeyenlere yaşanılan kültürel erozyonun farkına vardıracak.
bir şehir bu kadar güzel anlatılır.
Malatya’nın tarihini sosyal yaşamını kültürel öğelerini gelenek ve göreneklerini son derece akıcı bir dil ile anlatan yazar Malatya’nın yanı sıra ailesi ve çocukluğu hakkında da bilgiler veriyor.
Necati Güngör’ün kitabı ”Annem Babam Malatya”da çok uzak değil, 30-40 yıl önceki Malatya’yı okuyacaksınız. Necati Güngör. Akıcı bir Türkçe, tertemiz bir anlatımla hem kendi geçmişini hem de bir kentin yaşamöyküsünü anlatıyor. ‘Yaşamöyküsü’, çünkü Güngör sadece ‘60’ların, ‘70’lerin, ‘80’lerin Malatyası’nı anlatmıyor; söylencelerle birlikte kentin kuruluş öyküsünü de aktarıyor. Özetle, Bağdadi evleri, kayısı bahçeleri, pestilleri, cevizli sucukları, mesire yerleri, faytonları, söylenceleri, çetin kış geceleri, içli köftesi, frik kebabı kadar kulak çorbası, kalbur hurması, yarmacalı gibi egzantrik, pek duyulmamış yemek ve tatlılarıyla ilginç bir mutfak karşınıza çıkıyor.
Kendisi de Malatyalı olan yazar anılarında çocukluk yıllarının. altmışlı ve yetmişli yılların Malatya’sını anlatmış. Geçmişe gitmek isteyenlere, Malatyalılara, değişik yöreleri tanımak isteyenlere şiddetle tavsiye ediyorum.