Tefrikalarda kalmış yüzlerce yazısı arasından titizlikle seçilen metinlerde ilk kez Suat Derviş kendi hayatını anlatıyor. Refah içinde başlayan bir hayatın değişimi, ailenin bilinmeyen tarihçesi, saklanan sırlar ve unutturulmaya çalışılan gerçekler…Gazete yahut dergi ciltleri arasında, birbirine, bir bütün olmaya belki de hasret metinler nihayet yan yana. 1939’da Son Posta’da tefrika edildiği günden bugüne hiçbir kaynakta adı geçmeyen Berlin hatıratından Sovyetler yazılarına, iki-üç sefer niyetlenip ancak çocukluk yıllarını yazabildiği hayat hikâyesinden ömrünce yapılmış röportajlardan seçmelere Suat Derviş’in yaşadıkları yazdıklarıyla gün yüzüne çıkıyor. Suat Derviş’in kardeşi Ruhi Dervişoğlu’nun oğlu Bülend İsmail Dervişoğlu’nun kaleme aldığı “Derviş Ailesi Tarihi” de bu kitap sayesinde okurla buluşuyor. “Suat Derviş bu defa paramparça, bölük pörçük de olsa anılarıyla, hayatıyla kendi kaleminden çıkmış şekliyle karşınızda. Her zamanki gibi onu yok sayan, unutturmak isteyen, başarılarının ve emeğinin üstüne bir perde-i nisyan çekmeye yeltenenlere kendinden emin, güçlü ve mağrur bakıyor.”Serdar Soydan
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
Yazarın kendi hayatını anlattığı naif bir kitap…
Suat Derviş’in kendi kaleminden anıları… Okumaya değer bir kitap.
Fosforlu Cevriye’nin yazarının anıları olması almak için yeterli bir sebep.
Suat Derviş’in okuduğum ilk kitabı anıları oldu. Çok etkilendim ve kendisine hayran kaldım. Mutlaka okunmalı