“Ben göç esnasında oradaydım 6 yaşındaydım. Bir kaçışma ve uzun bir bekleyiş hatırlıyorum sınırda çok bekledik sanırım. (7 güne yakın bekledik) Sınırdayken yiyecek sıkıntısı çektik, rahmetli dedem Raim Kurtuluş’un bir yerlerden gidip ekmek bulup getirmesini unutamam. Türkiye’ye gelmek, yerleşmek zordu bizim için. İlk geldiğimizde ‘Ses yapmayın, gürültü yapmayın! Sizi geri gönderirler’ diye korkutuyorlardı bizi. İlk geldiğimde çok yadırgadım. Mahalledeki arkadaşlarımdan ayrılmak çok zor geldi. Çok da olayların farkında değildim. Tabi ki özlediğimiz şeyler vardı. En çok orada bıraktığım biz giderken gözünden yaşlar akan köpeğim Şarik’i unutamam. Orada yaşanan olayları ben çok hatırlamıyorum. Dedem ve amcam isim değişikliklerini anlattıklarında üzülüyorduk. Büyüklerimizin yaşadığı o büyük haksızlığı, hakareti, hapis yatanları ve ölenleri duyduğumuzda üzülüyorduk. Ben de az buçuk hatırlıyorum mahallede gece sokağa çıkma yasakları vardı, polisleri, asker tanklarını, baskılar hafızamdan silinmeyen şeyler.”
Eserin sözlü tarih alanında bir deneme ve ilk olması, bundan sonra bu yolda yapılacak çalışmalara önemli ve ciddi bir temel teşkil edeceği ve bu uğurda ilham verip destek olacağı şüphesizdir. Yayına verilmeden önce son okuyan kişi isminin zikredilmiş olması beklentiyi bu yönde artırmış, fakat ne yazık ki kitap baştan sona yazım hataları ile dolu ve söz konusu yanlışlar tolere edilebilir sınırın çok üzerindedir. “Bulgar Türk’ü” gibi mantık dışı bir niteleme yapmada beis görmeyen zihniyettekilerin ısrarla ve ibretle okumaları tavsiye edilir.
Bir tarih çalışması ama insanı hiç sıkmıyor.Yakın çevremizden de sürekli duyabildiğimiz göç hikayelerinden ve bilimsel verilerden oluşmuş güzel bir çalışma.İlgilenenler için önerilir.
Bu göç hareketinde yaşanan olayları bizzat yaşayan insanların desteği ile yazılmış olması iyi olmuş.Yazılı kayıtlara geçmesi önemlidir. 1989 göçü ile ilgili daha kapsamlı kitapların ileride yayınlanması iyi olur.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Eserin sözlü tarih alanında bir deneme ve ilk olması, bundan sonra bu yolda yapılacak çalışmalara önemli ve ciddi bir temel teşkil edeceği ve bu uğurda ilham verip destek olacağı şüphesizdir. Yayına verilmeden önce son okuyan kişi isminin zikredilmiş olması beklentiyi bu yönde artırmış, fakat ne yazık ki kitap baştan sona yazım hataları ile dolu ve söz konusu yanlışlar tolere edilebilir sınırın çok üzerindedir. “Bulgar Türk’ü” gibi mantık dışı bir niteleme yapmada beis görmeyen zihniyettekilerin ısrarla ve ibretle okumaları tavsiye edilir.
Hizli okunan bizim bildigimiz hikayelerin disina pek cikmayan bir kitap
Bir tarih çalışması ama insanı hiç sıkmıyor.Yakın çevremizden de sürekli duyabildiğimiz göç hikayelerinden ve bilimsel verilerden oluşmuş güzel bir çalışma.İlgilenenler için önerilir.
dönemin insanlarından yaşanan acı dolu hikayeler var…
Bu göç hareketinde yaşanan olayları bizzat yaşayan insanların desteği ile yazılmış olması iyi olmuş.Yazılı kayıtlara geçmesi önemlidir. 1989 göçü ile ilgili daha kapsamlı kitapların ileride yayınlanması iyi olur.