"Bir sabah Türkler surları yararak şehre girdiler. Gemilerini de Okmeydanı’ndan kızaklarla Haliç’e indirmişlerdi. Haliç ve surlar, ateşler içinde yanıyordu. Türk ordusu Bizans’ı zaptetmişti. Kral Kostantin’in surlarda başı kesilerek öldürüldüğü söyleniyordu. O gün akşama doğru bütün şehir baştanbaşa Türkler tarafından ele geçirilmişti."İskender Fahrettin Sertelli, 1453 üst başlığıyla sunduğumuz üç romanında da aynı döneme, Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u Bizans'tan almasına değinir. Konstantiniye’nin Son Günleri, fetih öncesi Bizans’ın başkentindeki psikolojiyi anlatırken; İstanbul'un İlk Günleri? savaşın diğer cephesini, Osmanlıların hazırlıklarını ve psikolojilerini yansıtır. Yazarın daha sonra kaleme aldığı Fatih'in Çocukları ise aynı süreci iki çocuğun gözünden aktarır bu defa.İskender Fahrettin bu üç romanıyla, Fethi ve Fatihi olduğu kadar kendisini de ölümsüzleştirmiştir.
Gelmiş geçmiş en büyk komutanlardan birinin en kutlu mücadelesinin öyküsü bu kitap.Konstantiniye’nin İslambol oluşunun destansı öyküsü…Olaya tek cepheden bakmamış yazar.Fatih’in,İmparator Konstantin’in,Vatikan’ın ve cephe gerisindeki bir bölük askerin gözünden fethi anlatmış.Hristiyan alemindeki Ortodoks-Protestan ayrılığı,fethin ardındaki manevi destek,askerlerin savaş dışındaki duygu-düşünceleri, Fatih’in kararlılığı ve pes etmeyen Konstantin’in direnişi ağızlara layık bir üslupla harmanlanınca da ortaya bu kitap çıkmış.Geçmişini bilmeyen geleceğini yaşayamaz,tezinden de hareketle okuyunuz;okutunuz…Altı çizilecek çok satır vardı kitapta,yazsam bitiremem korkusuyla hiç girişmedim o işe,siz yine bir kalem bulundurun yanınızda…Son derece akıcı,elinizden bırakmak istemeyeceğiniz bir roman olmuş.Gurur duyduğum tarihim bir kez daha göğsümü kabarttı,kesinlikle okunmalı…
Sürükleyici ve akıcı bir dille anlatılmış. İstanbul’un fethini açık bir şekilde anlatıyor. Fakat Bizans’a daha cok agırlık verilmiş, çogunlukla Bizanstan bahsediliyor..
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
Çok akıcı bir kitap.özellikle istanbul ve tarih severler için okunması gereken bir eser. Dilide çok sade
Gelmiş geçmiş en büyk komutanlardan birinin en kutlu mücadelesinin öyküsü bu kitap.Konstantiniye’nin İslambol oluşunun destansı öyküsü…Olaya tek cepheden bakmamış yazar.Fatih’in,İmparator Konstantin’in,Vatikan’ın ve cephe gerisindeki bir bölük askerin gözünden fethi anlatmış.Hristiyan alemindeki Ortodoks-Protestan ayrılığı,fethin ardındaki manevi destek,askerlerin savaş dışındaki duygu-düşünceleri, Fatih’in kararlılığı ve pes etmeyen Konstantin’in direnişi ağızlara layık bir üslupla harmanlanınca da ortaya bu kitap çıkmış.Geçmişini bilmeyen geleceğini yaşayamaz,tezinden de hareketle okuyunuz;okutunuz…Altı çizilecek çok satır vardı kitapta,yazsam bitiremem korkusuyla hiç girişmedim o işe,siz yine bir kalem bulundurun yanınızda…Son derece akıcı,elinizden bırakmak istemeyeceğiniz bir roman olmuş.Gurur duyduğum tarihim bir kez daha göğsümü kabarttı,kesinlikle okunmalı…
Sürükleyici ve akıcı bir dille anlatılmış. İstanbul’un fethini açık bir şekilde anlatıyor. Fakat Bizans’a daha cok agırlık verilmiş, çogunlukla Bizanstan bahsediliyor..
Edebiyat hocam bana hediye etti o vesileyle okumaya başladım şuan çok akıcı ve etkili..