Küresel sistemik yapı köklü dönüşümler yaşıyor. İnşa sürecindeki yeni yapının nasıl bir hal alacağı merak konusu. Bu kritik ve kırılgan dönemde, uluslararası politikanın en belirleyici aktörü olan ABD’nin nasıl bir stratejik anlayışa sahip olduğunun derin analizi çok önemli. Bu bağlamda, medeniyetler çatışması, muğlak geleceğin belirgin paradigması olarak görülmektedir. Bu paradigmanın odak noktasındaysa İslam ve Müslümanlar bulunmaktadır. Batı sisteminin ‘çekirdek’ üyesi olan ABD’nin Soğuk Savaş sonrasında inşa etmeye çalıştığı yeni güvenlik anlayışında, İslam ve Müslümanlar,“terörizm” ve “radikalizm” bağlamlarında yeni bir tehdit unsuru olarak değerlendirilmektedir. Bu kitap, ABD’nin İslam algısı ile inşa etmek istediği yeni ulusal güvenlik anlayışı arasındaki ilişkiyi irdelemektedir.Çalışmada, Medeniyetler Çatışması paradigması, Oryantalizm,Küresel Bunalım Yaklaşımı, ABD’nin geleneksel ve yeni güvenlik stratejisi, İslamo-fobia ve ABD’nin İslam algısı gibi konular çok boyutlu bir derinlikle analiz edilmektedir.
Soğuk Savaş’ın sona ermesi ile beraber daha evvel düşman konumunda SSCB ve Komünizm var iken, bundan sonra düşman olgusu olsrak Yeşil ve İslam görülmeye başlanmıştır. Zira Batı’nın kendini siyasi skalada konumladırabilmesi her zaman bir öteki-düşman olgusu ile gerçekleşmiştir. Bu minvalde söz konusu eserin değerli olduğunu düşünüyor, alan ile ilgilenen insanlara okumaları için bu kitabı salık veriyorum. Teşekkürler Kitapyurdu!
ABD’nin yeşil tehlike olarak lanse ettiği İslami terörü nasıl finanse edip organize ettiğini görmek matah bir konu olsa da Şeytanın ayrıntılarını derinlemesine analiz etmek faydalı olacaktır.
Soğuk savaş sonrası süreci teorik bağlamı kaçırmadan İslam’ın nasıl düşman olarak kodlandığını ve bunun ABD güvenlik anlayışına yansımalarını iyi yakalamış. Güzel bir çalışma tavsiye ederim.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Soğuk Savaş’ın sona ermesi ile beraber daha evvel düşman konumunda SSCB ve Komünizm var iken, bundan sonra düşman olgusu olsrak Yeşil ve İslam görülmeye başlanmıştır. Zira Batı’nın kendini siyasi skalada konumladırabilmesi her zaman bir öteki-düşman olgusu ile gerçekleşmiştir. Bu minvalde söz konusu eserin değerli olduğunu düşünüyor, alan ile ilgilenen insanlara okumaları için bu kitabı salık veriyorum. Teşekkürler Kitapyurdu!
ABD’nin İslam üzerindeki tahrifat çalışmaları, Müslümanlara yönelik propogandaları, manipülasyonları, savaşları..
ABD’nin yeşil tehlike olarak lanse ettiği İslami terörü nasıl finanse edip organize ettiğini görmek matah bir konu olsa da Şeytanın ayrıntılarını derinlemesine analiz etmek faydalı olacaktır.
İslamafobi’nin en çok olduğu ülkelerden birisi.
Soğuk savaş sonrası süreci teorik bağlamı kaçırmadan İslam’ın nasıl düşman olarak kodlandığını ve bunun ABD güvenlik anlayışına yansımalarını iyi yakalamış. Güzel bir çalışma tavsiye ederim.