Ben bu kitabı bir elbise diker gibi diktim.Bu öyle bir elbise ki, rengi güneşin parça parça vurduğu bir gölge misali.Benim için insan ırkında iki çeşit insan var. Zenginler ve fakirler değil, Beyazlar ve siyahlar da değil, biz bu ayrımı yaparken yanılıyoruz. Benim iki çeşidimin biri ilgi ve sevgiyle dolup taşanlar, diğeri de sırf hayatta oldukları için ilgilenilenler. Bir kere bu beş para etmezlerden ayrıldınız mı, daha sonra istediğiniz kişi için özgür olursunuz.Babamın şiddetini, anneme ettiği küfürleri, hayvanlarımıza attığı tekmeleri ve alet edevatını sert bir şekilde kullanışını asla unutamadım. Bu benim için bir yük. Her seferinde bir nehir kenarında durup bunlardan kurtulabilmeyi denedim ama hep ellerimin arasında kaldılar. Yükü sırtımda hissettim, sırtımı duvara yaslayıp sürttüm, ayaklarımın altına alıp ezmeyi denedim; ama babam beni bir gülle gibi izlemeye devam etti. Yıpranıyorum. Üstüme dikenden bir yelek geçirip, yavaşça, gelinciklerle bürünmüş çiftlik evine giden yola giriyorum. Bu çiftlik yalnızca domuz ve mısır üretmedi, aynı zamanda şehre, gündüzleri erkek ve geceleri kadın olan bir kişilik de gönderdi.
Transseksüel hayat yaşayan bir travestinin,gündüz farklı, gece farklı sürdürdüğü yaşamı kaleme alınmış.Yazar bizzat kendi hayatından çıkmış yola,bu kitaba…
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Yazar büyük bir cesaret ve açıklıkla kendi hayatını anlatmış ancak kurgu zayıf kalmış, yine de okunabilir
Gerçek hayattan esinlenerek yazılan bir kitap olması okunabilirliğini yükseltiyor ama bana kesinlikle hitap etmedi.
Kitapla alakalı fazla bir beklentiniz olmasın. Zaman israfı bence
yasanmis bir hikaye olmasi okuyucuyu etkiliyor.yazar kendi hayatini anlatmış
Transseksüel hayat yaşayan bir travestinin,gündüz farklı, gece farklı sürdürdüğü yaşamı kaleme alınmış.Yazar bizzat kendi hayatından çıkmış yola,bu kitaba…