Onlar, kendi dansını etti, kendi öykülerini yaşadı ve gitti. Kiminin başı kesildi, bir mızrağın ucundan baktı âleme. Kiminin, zehir dolu bir kadehten oldu ölümü. Kimi âlem-i vücuddan geçmekle ölümü birleştirdi. Birisi dibek taşına atıldı, tokmaklarla dövüldü. Sokrates’in, Diogenes’in mutlu kahkahalarına, Herakleitos’un, Nietzsche’nin gözyaşlarına kapıldım. İbn Sina’nın müziğe dair hayali, Farabi’nin udundan zuhur etti.Hesapsızdır bu öyküler, zira kahramanların izin verdiği biçimde başladı ve bitti. İstemedikleri son, dayatılmadı. Ben, kaotik belirlenmeyi düzene sokarak onların hatırasına nasıl bir şan katabilirim diye kafa yordum yalnızca. Hak edilmiş olan zaten verilmiştir. Ama o yüce bir haktır. Biz insanlar güzel olan her şeyi yoketmekle kalmayıp hatıraları unutarak umudun kökünü kazıdık. Dediğim gibi, verebileceğim ancak, bir şandı.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Kitaptan…
Bir düşe uyanmış gibi, zamanın bitimsiz boyutlarında yüzüyordu…Kervancı başı mola verdiğinde tan ağarıyor, ufuk piramitlerle tarazlanıyordu…ölümle sıradanlaşan insanlardan bıkmış, nerdeyse bütün ömrünü çölde geçirmişti…
kitap bir çok felsefik terim ve kuramı esas alarak yazılmış hikayelerden oluşmuş.okuması biraz zor.
Yazarın ilk kitabı. Kitapta onyedi öykü yer almakta. Yazarın felsefe öğretmeni olmasını öykülerin kurgu ve anlatımı okura hissettiriyor. Felsefi terimler ve konularla ilgilenenler için güzel bir ilk kitap.