12 Eylül Anayasası’na göre‚ ‘Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür.’ Yani anayasa yapıcılarına göre halk da ülke de devlete aittir. Devlet halkın emrinde değil, halk devletin emrindedir. Bu, saltanatçı sistemlerden veya tahakkümcü kapitalizmden, komünist ve faşist uygulamalardan izler taşıyan diktatoryal bir anlayıştır. Devletin ideolojisi haline getirilen Kemalizm veya Atatürkçülük de bu zihniyete göre şekillenmiştir.Türkiye’deki oligarşinin silahlı tehdit aracı olan Ergenekon Terör Örgütü’nün açığa çıkartılıp soruşturulmaya başlanabilmesi, Türkiye’deki vesayet rejimini geriletmek açısından oldukça önemli olmuştur. Sonra da 2009 Haziran ayından itibaren AK Parti Hükümeti tarafından Türkiye gündemine Alevi ve Kürt açılımları, peşinden de Roman açılımı konuları getirilmiştir.Türkiye’de yaşanan büyük çaplı sosyal sorunların devlet yönetiminde bulunan kişilerce gündeme getirilmesi ve çözüm arayışının tartışılması önemli bir gelişmedir. Peki Türkiye Müslümanları bu açılım politikalarıyla ilgili ne yapmalı ve nasıl bir değerlendirmede bulunmalıdır?Tartışılması gereken diğer bir soru da şudur: Müslümanların hak ve özgürlükleri konusunda yaşanan baskı, yasak ve karanlıklarla ilgili konular niçin gündeme getirilmemekte veya getirilememektedir?
Haksöz ve özgün duruş ta sürekli takip edemeyenlerin tek kitapta toplanmış makale ve görüşlerini bulabilmesi iyi olmuş. 28 şubat tan birazda geriye giderek iyi bir okuma yapılırsa AK parti’nin neden doğduğu ve açılım politikalarının neden bu kadar zaruri olduğu anlaşılacaktır.
Açılım Politikasının konjöktürde ifade ediliş tarzı, tıkanan anlayış üzerinden şekillenen bir tavır, bir yeni çare, bir kafa yormadır. Bunun siyasi boyutu budur. Yani gideri sağlamak ve akışı devam ettirmek için yeni bir düşünce akımıdır.Açılım Politikaları adlı eser, beş bölümden oluşmak üzere Haksöz dergisinde yayımlanan denemelerinden derlenerek oluşturulmuş bir eserdir. Türkmen, 2009 Haziran-Temmuz aylarından bu yana Türkiye gündemini kapsayan Açılım Politikaları’na farklı bir bakış açısı ile yaklaşarak Açılım Politikaları ve Kemalist darbeci statü karşısında Müslümanların yaklaşımını değerlendirerek İslami sorumluluğun nasıl bir tavır alması gerektirdiğini sorguluyor. Devamı http://www.kitaphaber.com.tr/acilim-politikalari-kemalizm-ve-muslumanlar-hamza-turkmen-k446.html
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Kürt meselesine Müslümanca bir bakış gerçekleştirmeye çalışmış. Konu güncelliğini yitirse de sorun devam ediyor.
Haksöz ve özgün duruş ta sürekli takip edemeyenlerin tek kitapta toplanmış makale ve görüşlerini bulabilmesi iyi olmuş. 28 şubat tan birazda geriye giderek iyi bir okuma yapılırsa AK parti’nin neden doğduğu ve açılım politikalarının neden bu kadar zaruri olduğu anlaşılacaktır.
Açılım Politikasının konjöktürde ifade ediliş tarzı, tıkanan anlayış üzerinden şekillenen bir tavır, bir yeni çare, bir kafa yormadır. Bunun siyasi boyutu budur. Yani gideri sağlamak ve akışı devam ettirmek için yeni bir düşünce akımıdır.Açılım Politikaları adlı eser, beş bölümden oluşmak üzere Haksöz dergisinde yayımlanan denemelerinden derlenerek oluşturulmuş bir eserdir. Türkmen, 2009 Haziran-Temmuz aylarından bu yana Türkiye gündemini kapsayan Açılım Politikaları’na farklı bir bakış açısı ile yaklaşarak Açılım Politikaları ve Kemalist darbeci statü karşısında Müslümanların yaklaşımını değerlendirerek İslami sorumluluğun nasıl bir tavır alması gerektirdiğini sorguluyor. Devamı http://www.kitaphaber.com.tr/acilim-politikalari-kemalizm-ve-muslumanlar-hamza-turkmen-k446.html