Amerika ve Avrupa’da “Senaristin El Kitabı”, “Senaryo Nasıl Yazılır” benzeri başlıklarla yayımlanan kitaplarda, senarist adaylarına öykü, kişi ve durum yaratmak konusunda çeşitli reçeteler önerilmektedir. Bu kitaplarda genellikle, senarist adaylarına tecimsel başarının altın kuralları sunulmaktadır. Oysa iyi bir şiir, roman, öykü yazmanın el kitabı ya da reçetesi önerilebilir mi? Bir sanat yapıtında kuramsal yaklaşımların dışında başarı ölçütleri sunulabilir mi? Bu kitap, senarist olmanın gerekleri, senaryo yazımındaki genel kurallar konusuna ışık tutmak, özellikle “görsel-işitsel” bir sanat olan sinemanın “yazılı belgesi” olan senaryoyu yazınsal yapıtlardan ayıran özelliklere dikkat çekmek amacıyla klasik anlatı yapılarından yola çıkarak yazılmıştır. Kitabın bir diğer amacı ise, göstergebilim ve anlatıbilim kuramlarına dayanarak senaryonun yapısal özelliklerini incelemektir.