Siz hiç yolda yürürken size dikkat etmemeleri için Allah'a yakardınız mı?... Siz hiç ölmeye muhtaç kaldınız mı?... Kendi başımıza gelmediği sürece hiçbir şeyi anlayamayız, hayata engellenmiş olarak başlamak nasıl bir duygudur bilemeyiz, sadece kendi penceremizden izleriz dünyayı, biz dokunmadıkça yok gibidir her şey, yok sayarız uzaktakilerin acılarını, düşünmeyiz, akıp giden öyküler; ancak, yakınımızdaysa vardır. Evren, spastik bir çocuktur; ama, şanslıdır, onu seven eğitimli bir ailesi vardır, normal bir yaşam kurabilmesi için tüm aile pervane olur çevresinde, spastik engelliler için kurulmuş eğitim merkezlerine devam eder, yaşamayı öğrenir; tuvalete gitmeyi, yemek yemeyi... Gerçekleştirmek istediği tek şey: Engellilerin de olanak sağlandığında çok güzel işler ortaya çıkarabileceğini göstermektir. Böylece kelimelerin dünyasına bırakır kendini, Orhan Veli, Nazım Hikmet şiirleri ezberler... Bir gün ona da bulaşır kelimelerin büyüsü, şiir yazmaya başlar; aklına gelen her kelime, her cümle, kağıda dökülmek için beklemek zorundadır; bazen birkaç dakika, bazen ise günler... ardında kalansa isyan ve isyan... Evren, engellerine rağmen hayata dört elle sarılmıştır; ta ki bir gün nefes aldığını hissettiği Merkezden sürgün edilene kadar.... Çok sevdiği dostu Mehmet ve Psikoloğu Sermet, öteki dünyasında, gerçek dünyasında kalmıştır. Füsun Göncü, spastik engelli bir gencin hayata bakışını, engelli çocukların birbirleriyle olan dostluklarını, acı çeken insanların sessiz dayanışmasını anlatıyor, Spastik, Psikopat ve Zippo Çakmak'ta.
Kitap Yorumları - (0 Yorum)